Değerli okurlarımız sizler için istihare konusu hakkında detaylı bilgi vereceğiz. İstihare Nedir? İstihareye Nasıl Yatılır, İstihare Duası Nedir, İstihare Namazı Nedir sorularının cevaplarını sizler için cevaplayacağız.
Öncelikle İslam dini istihareden önce istişareyi yani bir büyüğe yada bir bilene danışmayı, fikir alışverişinde bulunmayı tavsiye ediyor, eğer karar veremez ise kişi istihareye başvurabilir.
İstihare Nedir?
İnsanlar ömürlerinde bazı kritik kararlar alır ve bu kararlar o kişiler için dönüm noktası olabilir. Evlilik ve ticaret gibi insanların hayatında büyük önem arz eden olaylar hakkında karar vermeden önce insanlar bu işin kendi haklarında hayırlı olup olmayacağı konusunda şüphesini gidermek amacıyla istihareye başvurabilir. Böyle bir durumda kişi ilgili konu hakkında meşruluk ve helallik konusu hakkında araştırma yapmalıdır, eğer bu konu bir Müslüman için helalse karar verme aşamasına devam edebilir. Kişi karar verme aşamasında tek başına işin içinden çıkamıyorsa etrafında tanıdığı bildiği, tecrübesine güvendiği birisine danışarak ve istişare etmelidir.
Müslüman kişinin bir meseleyi istişare etmesi, oturup konuşması, etrafına danışması mü’min kişinin vasıflarındandır. Kur’ân-ı Kerim’ de buyurulduğu gibi “Onların işleri aralarında müşavere iledir” (Şûra Sûresi, 38.Ayet ) İstişare ederken fikrine güvendiğiniz, inancını bildiğiniz kişileri seçmelisiniz, yabancı tanımadığınız kişilerle istişare yapmak çok uygun değildir.
Âl-i İmrân Sûresi, 118. Ayette şöyle buyrulmuştur;
“Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri içli dışlı dost edinip sırlarınıza ortak etmeyin. Onlar sizi zarara sokmakta kusur etmezler. Size sıkıntı verecek şeylerden hoşlanırlar. Size düşmanlıkları sözlerinden belli olmuştur; açığa vurmayıp da kalblerinden gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Biz size dostunuzu ve düşmanınızı böylece gösterip âyetlerimizi açıkladık—eğer akıl ederseniz.”
Yukarıda gördüğünüz üzere Kuran-ı Kerim’in de bizlere tavsiye ettiği gibi şahsi meselelerimizi samimiyetimizin, güvenimizin olmadığı her önümüze gelen kişiye açmamalı ve onlardan yardım istememeliyiz. Güvenmediğimiz bir kişinin fikrini almaktansa kendi fikrimiz daha güvenilirdir.
Müslüman kişi her zaman ihtiyatlı yani tedbirli olmalı iyice ölçüp tartmadan bir işe girmemelidir, örneğin kişi gözünü karartıp çok fazla hesap yapmadan ticaret hayatına atılır ise yarın öbür gün işlerinin hayal ettiği gibi olmadığını fark eder
Aynı şekilde yine evlilik konusunda iyi düşüp, istişare etmeyen kişi daha sonra büyük pişmanlıklar yaşayabilir. Evlilik aceleye gelmeyen her yönüyle düşünmek gereken sadece sevgi ve aşk ile olmayan işin içine birazda mantığın girmesi gereken bir müessesedir, bunun için istişareyi her zaman kendimize rehber edinmemiz gerekli sonrasında ise istihare yapabiliriz.
Müslüman toplumlar için ümmetine bütün hayatıyla örnek olan aziz, latif Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V. ) ihtiyaç duyduğunda meselelerini yakınları, ailesi, sahabileriyle konuşur, fikir alışverişi yapar istişare ederdi, bu değerlendirmelerden sonra konu hakkında karar varırdı. Halbuki kendisi bir peygamber olarak vahye mazhar bir insandı bütün beşerlerden daha üstün, zeki, akıllıydı ama buna rağmen yine de bizlere örnek olarak istişareden vazgeçmedi, ümmetine de her zaman istişare yapması konusunda tembih ederdi, istişare edenin hiçbir zaman pişman olmayacağını söylerdi.
“İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz, iktisada riayet eden maişetçe aile belâsını çok çekmez.”
Yukarıdaki hadis-i şeriften anladığımız üzere Peygamberimiz Hz. Muhammed(S.A.V.) de mümin kişinin şu üç temel esası asla terk etmemesini söylemiştir. Bu üç temel esas İstişare, istihare ve iktisat. Özellikle istişare ve iktisat bu esaslar arasında çok önemlidir. Hadis-i Şerifte buyurulan istihare kişinin gerekli istişareleri yaptıktan ve etrafına danıştıktan sonra kalbinde bir şüphe kaldıysa kişinin başvurabileceği istiharedir.
İstihare, sözlük anlamı ile Allah’tan hayır dilemek’’ anlamındadır. Yani yapılacak olan helal bir işin kişi açısından iyi mi ya da kötü mü olacağını Allah’tan dilemek ve istemektir. İstihareye yatmak Peygamber efendimizin sünnetlerindendir. Ashabına ve ümmetine tavsiye ettiği bir dua ve ibadettir. Peygamber efendimiz istiharenin nasıl yapılacağını, okunması gereken duayı bizlere öğretmiştir.
Câbir bin Abdullah İstiharenin önemini bildiren şu hadisi rivayet etmiştir.
“Resulullah (a.s.m.) bize Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi, büyük küçük ve işlerimizin hepsinde istihareyi öğretti ve şöyle buyurdu: ‘Sizden biriniz bir işe kalben azmettiği zaman, iki rekât namaz kılsın.’” ( Buharî, Küsuf: 75. )
İstihare Namazı Nasıl Kılınır?
İstihare namazı iki rekâttır. İmam Gazalî istihare namazının birinci rekâtında Fâtiha’dan sonra Kâfirun suresini, ikinci rekâtında da İhlas suresinin okunmasını tavsiye etmiştir.
Yani istihare namazını tarif edecek olursak; istihare namazına niyet edip tekbir alıp ellerimizi bağlayıp ilk rekâta başlıyoruz Subhaneke duası sonra Fatiha ve Kâfirun surelerini okuyup rükûya gidiyoruz, doğrulduktan sonra secdeye gidiyoruz, ikinci rekâta kalktığımızda Fatiha ve İhlas surelerini okuyup rüku, secde ve selam yaparak namazımızı tamamlıyoruz.
İstihare Duası
Namazımızı tamamladıktan sonra Peygamber Efendimizden rivayet edilen şu duâ okunur:
“Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es’elüke min fadlike’l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta’lemu ve lâ a’lemu ve ente allâmu’l guyûb. Allâhümme inkünte ta’lemu enne hâza’l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri ve âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta’lemu enne hâza’l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ve âcili emri ve âcilihi f’asrifhu anni va’srifni anhu ve’kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi.” (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III/344).
Anlamı: Allah’ım yapmayı düşündüğüm bu işin yapılmasında yada terk edilmesinden hangisi hakkımda daha hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen her şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur.
Dua okunurken, “bu iş” şeklinde yazdığımız yerlerde yapılması istenen işi söyleyebilirsiniz. Duanın Türkçesini okuyabileceğiniz gibi, Arapça aslını okumak daha faziletlidir. Duânın aslı, verdiğimiz bu kaynaklarda olduğu gibi, ilmihal kitaplarında da mevcuttur. Duanın Arapçasını okuduktan sonra bütün kalbinizle Allah’tan hayırlısı isteyerek tekrarlayabilirsiniz.
İstihare namazından sonra kişinin kalbinde bir rahatlama ve gönül yatışması olmamışsa istihare tekrar edilebilir, bu da sünnettir. Bu mesele ile alâkalı olarak Enes bin Mâlik’in (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Ey Enes, bir işi yapmayı niyet ettiğin zaman o iş hakkında yeniden yedi defa istihare et. Sonra kalbinden geçen temayüle bak. Çünkü hayır kalbinde doğan mânâdadır.” (Tecrid Tercemesi, 4:143. )
İş acele olan ve tekrar istihare yapmak için vakti olmayan kişi şu duayı eder:
“Allah’ım, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et. Beni kendi halime bırakma.”
İbni Abidin, istihareye yatan kişinin dilediği şeyin yada işin uygun, hayırlı olup olmadığına işaret olarak şunları söylemiştir;
“Yatmadan önce istihare duası okunur ve abdest alınarak kıbleye yönelerek sağ tarafımıza yatılır. Rüyada beyaz yada yeşil görülürse o işin hayırlı olduğuna, siyah ve kırmızı görülürse de şer olduğuna işaret eder. Şerli olandan kaçınmak icap eder.”
Bütün bunlarla birlikte istihare, zor durumlarda mü’minler için ruhî ve mânevî bir kuvvettir. Bir işte tereddütte kalan bir mü’min iki rekât namaz kılarak Cenab-ı Hakka yönelir. Teşebbüs edeceği iş, evlilik, dini, dünyası ve ahireti için hayırlıysa, gönlünde bu işe karşı ferahlık uyandırmasını, vücudunda bu işi yapabilmeye kudret ve kuvvet yaratmasını; şayet bu iş dini, dünyası ve ahireti için hayırlı değilse, gönlündeki meyli yok etmesini Allah’tan niyaz eder. İçinde de bir hafiflik duyar. İstihare ettiği şey hakkında kendisi için hayrın görüleceğine kalben emin olur. Neticesine de razı olunur.